Welcome to Our Website

39 işçiyi işten atan Agrobay’a göre ‘Bu ülkede işçi zaten 1-0 önde başlıyor’

İzmir Bergama’daki Agrobay Seracılık’ta sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan ve işyeri önünde direnişe başlayan işçilerin eylemi 35 gündür sürüyor. Sık sık jandarma saldırısına maruz kalan, yerlerde sürüklenerek gözaltına alınan işçileri suçlayan Agrobay yöneticisi ise “Hak bu şekilde aranmaz, yargıya gidilir. Hepimiz biliyoruz ki işçi zaten bu ülkede 1-0 önde başlıyor” dedi.

BBC Türkçe’den Fundanur Öztürk’ün haberine göre işçiler işyerinde sistematik amir baskısına maruz kaldıklarını, ağır işlerde eksik ekipmanlarla çalıştıklarını, maaşların düzensiz ödendiğini, iş kazalarının gizlendiğini ve bunlar karşısında sendikalaştıkları için işten çıkarıldıklarını söylüyor.

18 yıldır Agrobay’da çalıştığını belirten 61 yaşındaki Naime Tekkahraman, emekliliğine 1,5 yıl kala sendikalı olduğu için işten çıkarıldığını ifade ediyor: “İşten çıkarılan sendikalı arkadaşlarımıza destek verdik diye bizi de işten attılar. Çoluk çocuğumuzun geçimi için bunca yıl kötü muameleye sustuk. Bazı günler mühendisler bize bir bağırıyordu ki oturup ağlıyorduk. Son birkaç yıldır baskı çok artmıştı, ihtiyacımız var diye sesimizi çıkaramıyorduk.”

‘1 HAFTA SONRA KAPI ÖNÜNE KONDUK’

İşten çıkarılan ziraat mühendisi Mehmet Aksoy, Ağustos ayında birkaç gün içinde sendikalı işçi sayısının 30’lara çıkmasıyla birlikte işverenin durumu fark ettiğini ve işlerine son verdiğini söyledi.
10 yıldır Agrobay’da çalışan 42 yaşındaki Behice Karabulut, “Sendikaya üye olduktan bir hafta sonra kapının önüne konduk” diyor.
Karabulut, 15 Ağustos’ta sendikaya üye olduğunu, 24 Ağustos’ta işten çıkarıldığını anlatıyor: “Genelde burada çalışan kadınlar bizim gibi orta yaşlı, ihtiyaç sahibi kadınlar. Biz öyle zengin insanlar değiliz, kendi halinde, elimizin emeğiyle karnımızı doyuran gariban insanlarız.
Bir sigortamız, işimiz olsun, çoluk çocuğumuza ekmek götürelim diye girmiştik ama bunları hak etmedim. Mühendisler ne derse yaptım, bayramlarda resmî tatillerde bile yeri geldi çalıştım.”

‘İŞ KAZASI DEDİRTMEDİLER’

Haziran maaşını Ağustos’ta aldıklarını söyleyen Karabulut, işçileri banka promosyon parasına da el konduğunu ifade ediyor: “Yoğun ayak üstünde kalmaktan dolayı ayak bileğim şişmişti, topallıyordum ama çalışıyordum, ilaç içmiştim, koridorda ayağımı çarptım ve ön dişim hala kırık.
Klor, asit… Her çeşit zorlukta korumasız çalıştık. İlaç atımında eldiven, ayakkabı yoktu, üstümüze ince kıyafet veriliyordu. Geçen sene ip atımında yanımdaki arkadaşım düştü, iş kazası dedirtmediler, evde düştü diye kaydettiler.”

‘PARMAK SALLADILAR’

Tarım-Sen Genel Başkanı Umut Kocagöz, 23 Ağustos’ta işten çıkarmaların başlamasıyla birlikte bir grup işçi eşliğinde insan kaynaklarıyla görüşmeye gittiklerini, ancak kötü muameleyle karşılaştıklarını söylüyor: “İnsan kaynakları müdürü parmak sallayarak, ‘derhal servislere binin’ dedi. Biz de sendika olarak, ‘işçilerle böyle konuşamazsınız’ dedik. Onlar da ‘işçi de benim, işyeri de benim, istediğim gibi kovarım, siz buna karışamazsınız’ dediler.
İşveren işçileri sendikalı oldukları için işten çıkaramaz, bu Anayasal bir suç. O yüzden bu şekilde söylemiyorlar. Küçülmeye gidildiğini, performans gerekçesiyle çıkarıldıklarını söylüyorlar.”

Arzu Şentürk Salık

‘KARALAMA KAMPANYASI’YMIŞ

Agrobay Seracılık Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Şentürk Salık ise iddiaları reddetti, işçileri suçladı. İlk önce 23 Ağustos’ta bir ziraat mühendisi ve bir ziraat teknikerini tüm haklarını vererek işten çıkardıklarını, aynı günün akşamında kalabalık bir işçi grubunun işletmenin çıkışını kapattığını, işten çıkarmaların sendikalaşma ile ilgili olmadığını iddia eden Salık, eylem yaparak iş yeri giriş çıkışını kapatan kişilerin kameradan tespit edilerek işten çıkarıldığını savundu: “Bu arkadaşlar işletmemizin giriş çıkışını kapatarak, yaklaşık 2 saat buradan servislerin çıkmasını engellediler, içerideki misafirlerimizin dışarı çıkmasını ve dışarıdan girişleri engellediler. Biz de sonraki gün bunların işlerine son verdik. Bugün yine benim işletmemin önü kapatılsın, ben onları da çıkarmak zorundayım, burada her aklına esen giriş çıkışı mı kapatacak?
Videoda kim işletmenin giriş çıkışını kapattıysa, kim suç işlediyse sadece o insanları çıkarttık. Hatta videoda isim benzerliğinden bir bayanı yanlışlıkla çıkarmışlar, onu geri aldık, videoda olanı çıkardık. Biz orada kim sendikalıydı, kim değildi bilmiyoruz.”

‘HAK BU ŞEKİLDE ARANMAZ, YARGIYA GİDİLİR…’

Tarım ve hayvancılıkta bin çalışanı olan Agrobay için “39 kişinin tazminatına göz koyacak kadar küçük bir şirket değil” diyen Salık, konunun hukuka taşındığını ve 46. Maddeyi kaldırarak tazminatların ödenmesi kararı çıkarsa, tazminatların ödeneceğini belirtiyor.
İş yeri önündeki eylemde 1,5 yıl önce tüm haklarını alarak işten çıkarılmış bir kadının da olduğunu söyleyen Salık, “mesele işçi hakları değil” diyor: “Marjinal grupların gölgesi altında tamamen bir karalama kampanyası sürüyor. Gelen grupların içinde iki tane işçi var, geri kalanların hepsi başka insanlar. Bu işçi meselesi değil.

Hak bu şekilde aranmaz, yargıya gidilir. Hepimiz biliyoruz ki işçi zaten bu ülkede 1-0 önde başlıyor. İyi niyetli bir insan arabulucuya gider, sizinle konuşur, olmazsa davaya gider. Ama bunların niyetleri çok başka. Burada birileri kahraman olmak istiyor, birileri de kolaydan para almak istiyor ama bu işler öyle kolay değil. Biz burada gece gündüz çalışıyoruz.” (HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir